• Samsun
  • Son Güncelleme 15:53
Gelecek 10 yılın ana gündem maddesi : Susuzluk Görseli
GÜNDEM

Küresel olarak su kaynaklarının yaklaşık yüzde 69’u tarımsal amaçlarla kullanılıyor. Yüzde 19’u sanayi sektörü, yüzde 12’si evsel kullanım için tüketiliyor. 2023 yılında 87 milyon nüfusa sahip olması beklenen su stresli Türkiye’nin, 2023 yılındaki su potansiyeli ise 1.289 m3/kişi seviyesine düşecek.

Bu gönderiyi paylaşabilirsiniz!

Susuzluk, gelecek 10 yılın dünyanın en önemli sorunlarından biri olacak. Türkiye ise su stresli ülkelerden biri.

Hindistan Bombay’da su mafyası, geceleri kuyulardan çıkardığı suları, tanklara doldurarakgündüzleri sokakta kara borsada satıyor. İsrail, bölgedeki su kaynaklarını kontrol ediyor ve kuyu kazılmasına izin vermiyor.

Suriye’de kuraklık nedeniyle çok sayıda insan tarımcılığı bırakıp Avrupa’ya göç etti. Çin, bölge ülkelerinin ortak kullandığı Tibet platosundan suyu, kuzeye taşımak için nehrin akış yönünü değiştirecek dünyanın en büyük kanalını inşa ediyor.

Son 10 yılda yaşanan bu gelişmeler, gelecek 10 yıl için suyun dünyada yaratabileceği politik sorunlar hakkında ipucu veriyor. Çünkü dünyanın yüzde 70’inin suyla kaplı olmasına rağmen, su miktarının sadece yüzde üçü tatlı su alanlarından oluşuyor ve içilebilir su miktarı ise sadece yüzde bir.

4.3 milyar insan sıhhi tesisat kullanmıyor

UNESCO'nun hazırladığı Dünya Su Raporu’na göre 2 milyar insanın temiz su kaynaklarına düzenli erişimi yok ve 4.3 milyar insan da sıhhi tesisat kullanmıyor. Rapora göre, su kaynaklarına erişimi sınırlı olan insanların yarıdan fazlası Afrika ülkelerinde yaşıyor.

Birleşmiş Milletler’in raporunda ise, önlem alınmaması durumunda 2030’da dünyadaki mevcut temiz suyun insanlığın ihtiyacının yalnızca yüzde 60’ını karşılayacağına dikkat çekiliyor.

Her 4 insandan biri temiz su bulamayacak

Araştırmalar, gelecek 30 yılda dünyadaki her dört insandan birinin temiz su bulmakta sıkıntı yaşayacağını belirtiyor. Dünya nüfusunun 10 milyara ulaşacağı düşünüldüğünde, 2.5 milyar insanın bu sıkıntılarla karşı karşıya kalacağını gösteriyor.

Ayrıca kuraklık nedeniyle 2050 yılına kadar tahıl üretimi, yüzde 40 düşebilir. Bunun en büyük nedeni de, son 50 yılda iklim değişikliği nedeniyle su alanlarının yok olması.

Araştırmalar, son yüzyılda sulak alanların yarısından fazlasının yok olduğu ve 1970 ile 2010 yılları arasında tatlı su kaynaklarının yüzde 76’sının azaldığına işaret ediyor.

Küresel olarak su kaynaklarının yüzde 69'u tarımsal amaçlarla kullanılıyor. Yüzde 19'u sanayi sektöründe ve yüzde 12’si evsel kullanımda tüketiliyor.

Birleşmiş Milletler, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında olan “Temiz Su ve Sıhhi Koşullar” başlığında gelecek 30 yıl içinde dünyadaki her dört kişiden birinin temiz suya erişimde sıkıntı yaşayacağını belirterek, acil yatırım yapılması gerektiğine dikkat çekiyor:

“2030 yılına kadar herkesin güvenli ve erişilebilir içme suyuna kavuşmasını sağlamak için, altyapıya yatırım yapmak, sıhhi tesisleri inşa etmek ve her düzeyde hijyeni teşvik etmek zorundayız.

Su kıtlığını hafifletmek istiyorsak, ormanlar, dağlar, sulak alanlar ve nehirler gibi suyla bağlantılı ekosistemleri korumak ve eski haline getirmek zorundayız. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerde su verimliliğini teşvik etmek ve arıtma teknolojilerini desteklemek için uluslararası iş birliğine de ihtiyaç var.”

Tuzsuzlaştırma Teknolojisinde İsrail öncü

Yeryüzündeki suyun yüzde 97’sinden fazlası, insanların kullanımına uygun olmayan tuzlu sulardan oluşuyor. İçilebilir tatlı suların dünyadaki suya oranı yüzde 3'ün altında ve temiz suyun büyük bir bölümü kutuplarda yer alıyor.

Kutuplar, barındırdığı enerji kaynakları kadar sahip olduğu su kaynakları ile de gelecek dönemde kutuplarda hak iddia eden ülkelerin gündeminde olacağa benziyor.

Deniz suyundan tatlı su kazanımı ilk akla gelen çözüm olarak öne çıkıyor. Bu dönüşümü en yüksek oranda yapan ülke İsrail. 2019 yılında ciddi kuraklık yaşayan İsrail, aldığı önlemler ve geri dönüşüm teknolojisine yaptığı yatırımlarla bugün su sıkıntısını çözmüşe benziyor.

İsrail, geri dönüşüme yaptığı yatırımla, atık suyun yüzde 85’ini yeniden kullanabiliyor. Ayrıca içme suyunun yüzde 60’ını da tuzsuzlaştırma teknolojisi ile elde ediyor. Fakat bugünkü teknolojilerle üretilen suyun maliyeti oldukça yüksek.

Diğer bir sıkıntı ise, tuzlu suyun saf suya dönüşümü sırasında oluşan bazı maddelerin çevre kirletme riskinin olması.

UNESCO’dan Altyapı ve teknolojiye yatırım çağrısı

UNESCO Komisyonu Başkanı Ulla Burchardt, insanların temiz suya erişimi konusunda acil harekete geçilme çağrısı yaptı. Burchardt, altyapı sistemlerine özellikle de su ve sıhhi tesisatlara yüksek miktarlarda ve etkili yatırımlar yapılması gerektiğine dikkat çekti.

Ayrıca adil ücretlendirmenin yanı sıra, temiz su konusunda daha fazla araştırma ve yenilik yapılması gerektiğini vurguladı.

Türkiye’de ‘Su stresli’ ülke kategorisinde

Türkiye, üç tarafı denizlerle kaplı olması ve çok sayıda su kaynağına sahip olmasına rağmen “su stresli ülke” kategorisinde bulunuyor. Bu nedenle Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), bu yıl yayımladığı su raporunu “Su: Yeni Elmas” adıyla yayımladı. TSKB Ekonomi Araştırmalarının yayımladığı raporda, 2004 ile 2016 yılları arasında su kullanımında yüzde 50’den fazla artış olduğunun altı çiziliyor.

Nüfus ve ekonomik büyüme oranının etkileri de dikkate alındığında, mevcut kaynakların 20 yıl içinde tükenmemesi ön koşuluyla gelecekte Türkiye'nin su kaynakları üzerindeki baskının artması bekleniyor.

Türkiye'de sanayide su kullanımının payı, yıllar ilerledikçe yüzde 11'den yüzde 18'e kadar yükselirken, en çok su kullanan sanayi sektörleri arasında kimya, petrokimya, demir çelik, tekstil, kağıt ve gıda bulunuyor.

TSKB’nin raporuna göre; Türkiye’de 2015 yılında bin 422 metreküp olarak hesaplanan kişi başına düşen su miktarı, 2017 itibarıyla bin 386 metreküp olarak hesaplanıyor. Avrupa’daki ve dünyadaki diğer ülkeler incelendiğinde, Türkiye, kişi başına kullanılabilir su miktarı açısından su sıkıntısı çeken ülkelerden biri olarak göze çarpıyor.

Genel bir kural olarak, kişi başına yıllık 5 bin metreküpten fazla su potansiyeli olan bir ülke su zengini olarak kabul ediliyor.

2023 yılında 87 milyon nüfusa sahip olması beklenen su stresli Türkiye’nin, 2023 yılındaki su potansiyeli bin 289 metreküp/ kişi seviyesine düşecek.

Dünya yüzeyinin yüzde 70’i sularla kaplı olmasına rağmen, sadece yüzde 3‘ü tatlı su kaynaklarından oluşuyor. İçilebilir suyun miktarı ise sadece yüzde 1.

  • DSİ’ye göne Türkiye’nin net su potansiyeli : 112 milyar metreküp.
  • Son 100 yılda yok olan sulak alan miktarı : Yüzde 50
  • 1970-2010 arasında tatlı su kaynak miktarlarındaki düşüş : Yüzde 76

Kaynak : TURMEPA

0 Yorum

Yorum Yap