• Samsun
  • Son Güncelleme 14:03

Bu gönderiyi paylaşabilirsiniz!

Şehrin meydanından bildiriyorum:

“Bir sabah gelecek kardan aydınlık”

 

“Korktuğumuz için değil kalbimiz kırıldığı için ağlıyorum. Çünkü Dünya bizim halimize sessiz kaldı.”

“Yağmuru yağdırdığı için Allah’a hamdolsun. Allah bizim ne kadar zor şartlarda olduğumuzu bildiği için yağmur yağdırdı.”

 

İki durum iki özet. Halini ifade edenlerden biri yetişkin diğeri çocuk iki insan.

Allah’ın kullarının sessiz kaldığı bir duruma acının orta yerinden bir kulun hakikatli serzenişi ile Allah’a olan güvenin zirvesini yaşayan bir çocuğun sevinci şehir şehir ülke ülke yayılıp gözlere, kulaklara, kalplere dokunuyor.

Bize durum, haber olarak gösterilen, yaşananların özeti şeklinde aktarılanlar o kadar fazla ki. Kalbi olan her can için birisi hafızalarda yer ediyor; onunla yürüyor, onunla düşünüyor, onunla aciz kalıyor, ondan ders alıyor. Meselâ “keşke babam bizi de yanında götürseydi” diyor gözü yaşlı kız çocuğu. Çünkü üşüyor çünkü aç çünkü savunmasız çünkü çocuk.

Dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun ekranlara yansıyan, sosyal medya ağları ile yayılan şiddet görüntüleri izleyenlerde zaman içerisinde tepkisizliğe sebep oluyor. Daha fazla görüntü daha fazla duyarlı kılmıyor bilakis hakikâtten uzaklaştırıyor.

Duyarlılığı canlı kılmak adına hakikâtten yana olmayı seçen kalpler için canlar sayısınca amel mevcut. Üstelik bir kötülük gördüğünüzde onu değiştirmek için mücadele edin diyen rehber aramızda hâlâ.

Haktan ve umuttan yana olanların en masum hali çocuklar şüphesiz. Bir bombanın neden şehirlerin üzerine düştüğünü anlamakta zorlansalar da kötülüğün, şiddetin ve öfkelerinin farkındalar.

Bu farkındalığın bir tezahürü olarak şehrin meydanından Kudüs yürekli selâm çocuk kulübü geçti. Dokunduğu yeri güzelleştiren, bereket getiren can parçaları rutinin dışına çıkarak bir farkındalık oluşturdu. Gazzeli Müslümanlara destek için açtıkları standda yer alan hediyelik ürünlerin çoğunu sattılar kalanları hediye ettiler. Zaman zaman “bir sabah gelecek kardan aydınlık”, “Filistin bir sınav kağıdı her Mümin kulun önünde”, “yürü kardeşim ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin” yazılı pankartlar açan selâm çocuk talebelerinin Gazzeli kardeşlerine ve İsrail'e yazdıkları mektuplar ise ilgi odağı oldu. İşte o mektuplardan kısa bir kesit:

 

“Sizi anlıyorum korkmuş ve üzgünsünüzdür. Ben de orada olsaydım sizin gibi hissederdim.

Çok cesaretli olun korkmayın, Allah sizinle.”

 

“Gazzeli çocuklar!


Bir yere saklanın. Saklandığınız yerden hiçbir yerinizi çıkartmayın ve bir yerden çıkmayın. Sizi bulamasınlar.
Kötülerle yastık savaşı yapın. Yanınıza çuval alın, çıkın ortaya ve üstüne atın. Sonra onları çöpe dökün.”

“İsrail’in olmadığı bomba düşmeyen huzurla yaşayabileceğiniz selâm çocuk kulübüne gelebilseydiniz keşke.”

“Filistin’le her zaman el eleyiz ve o eli bırakmayı hiç düşünmüyoruz.”

“Kötüsün İsrail. Sizi çöpe atıp üstünüzü kapatacağız.”

“Dünyada hep kötülüğü temsil ettiniz. Yeni nesillerinize böyle mi örnek olacaksınız?”

“Sizi İslam’a davet ediyorum. Umarım bir gün Müslüman olursunuz.”

Duyarlılığın en saf ve en masum hallerinden yansıyanlar özetle böyle. Bir farkındalık olsun niyetiyle yola çıkan selâm çocuk kulübünün çabasını anlamlı kılan bir hanımefendinin şu sözleri oldu:

“Bu kermes çok farklı yiyecekler unutulur ama bunlar akılda kalır.”

Bu heyecan, bu umut, bu duyarlılık, bu gayret, bu masumiyet, bu inanç ile şehrin meydanından geçen Kudüs yüreklilere selâm olsun.

0 Yorum

Yorum Yap