• Samsun
  • Son Güncelleme 13:56
Prof. Dr. Koray KARABEKİROĞLU Görseli

Prof. Dr. Koray KARABEKİROĞLU

Köşe Yazarı

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi

Diğer Köşe Yazıları

Bu gönderiyi paylaşabilirsiniz!

Ben hiç doktora gitmedim (!)

Her işin başı sağlık deriz hep. Bir şeyler yolunda gitmese, ilk söylediğimiz, “Sağlık olsun.” olur. Ancak gerçekten de sağlığımızın kıymetini, onu kaybetmeden pek anlamayız.

Bazen ufak bir gaz sancısı hayatımızın en önemli meselesi olur o an. Ya da gözümüze bir toz parçası girse, çıkana kadar başka hiçbir şey düşünemeyiz. Birazcık soğuk algınlığı yıldırır bizi. Her şeyi bir yana bırakır, tüm işleri erteleriz. Mazeretimiz vardır, hastayızdır.

Beş yüz yıl önce Kanuni söylemiş, “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Bir dakika nefesinizi tutunca anlarsınız astım atağı geçiren birinin halini. O kadar çok doktor var ki binlerce hasta tedavi etmiş olsa da, kendisi ya da bir yakını hasta olmadan anlayamaz sağlığın kıymetini.

Bir de bazıları vardır ki, “Ben hayatımda hiç doktora gitmedim.” diyerek övünür. Yani “Hiç hastalanacak kadar değersizleşmedim.” dermiş gibi. Oysa bu söz, “Ben hiç dişimi fırçalamadım. Ellerimi hiç yıkamadım” demek kadar garip gelir bana.

Gerçekten de bazı insanlar hasta olmadan doktora gitmeyi, dişleri çürümeden diş doktoruna muayene olmayı ya da benzer şekilde evine hırsız girmeden kapısına kilit taktırmayı gereksiz bir lüks olarak görür.

Artık gelişmiş dünyanın en önemli sağlıklı yaşam kavramlarından biri “koruyucu hekimlik”. Yani hastalanmadan, riskleri azaltarak ve rutin kontrollerle sağlıklılık halini devam ettirme çabası.

Aslında sözün özü, Nasreddin Hoca’nın hikayesinde olduğu gibi- hani oğluna bir tokat atıp sonra testiyi yüklüyormuş, soranlara da “Ne yani, testi kırıldıktan sonra, daha mı iyi?” diyormuş ya- testi kırılmadan, sağlığımızı korumanın yollarını bilelim ve uygulayalım…

 

Yeni bir yazıda buluşmak üzere.

Sıhhat ve muhabbetle…

0 Yorum

Yorum Yap