Başörtüsü parti değil “Müslümanlık” meselesi

Konu elbette mecliste anayasallaştırılmak istenen başörtüsü sorunu. Evet, "Sorun!" diye zikrettim çünkü hâlâ sosyal medya üzerinden, kilise gezmeyi maharet sanan sözde Müslümanlar, şuan da sorun olmayan bir meselenin neden bu kadar üzerine düşüldüğüne sitem ediyor. Ülkede daha önemli dertler olduğundan dem vuruyorlar.

O zaman soruyorum "Ey çok ilericiler!" madem ülkenin bu tarz mevzuları gündem etmesi için refaha her anlamda kavuşması gerekiyor o halde cevap verin:

"ABD, otomobil üretimindeki pazarını Japonya'ya kaptırdığını konuşurken siz neden başörtüsünü konuşuyordunuz?

Orta Doğu’da radikal dini hareketler ortaya çıkarken siz neden dininizin bastırılmasına göz yumuyordunuz?

Pek medeni Avrupa Allah’ın kavim lanetlediği sapkınlıkları daha hızlı kabul ettiği bir dönemde, ülkenizde dinini yaşayan kimseleri neden sosyal hayattan soyutluyordunuz?

Neden kamu kurum ve kuruluşlarında, üniversitelerde onların bulunamaması için kanun çıkardınız?"

Evet, bunlar 80'lerde yani başörtü anayasasının çıktığı dönemde yaşananlar!

80'lerde refahınıza her anlamda kavuştuğunuz için mi malum hususta anayasa çıkarmıştınız?

Her zaman diyoruz: Muhalefet olmak kolay. Çakılan çiviyi görmemek, çivi çakmaktan elbette kolay. Lakin merakımdan da soruyorum mazur görün:

Artık başörtüsü sorunu sorun değilse neden güvence altına alınması sizleri endişelendiriyor?

Gözünüzün önüne inen perdelerden dolayı göremediyseniz TOGG bu hafta meclisteydi.

Öğrenci burs ve kredileri arttırıldı. Samsun Gençlik Buluşması’nda sözde kadınları ötekileştiren dindir, AK Partidir ama 1915 Çanakkale Köprüsü gibi kıymetli bir köprünün inşaatında çalışmış bir genç kadın mühendis söz aldı.

O halde hayvan hakları yasasının teklifini AK Partili vekilin meclise sunduğunu da konuşun.

Emine Erdoğan'ın çocuk istismarı hakkındaki duruşunu takdir edin.

Yahut eleştirin siz.

Ya da şaşırtın ve çakılmayan çiviyi görmek yerine bir çivide siz çakın.