• Samsun
  • Son Güncelleme 10:49
Toktaş: Değişen turizm algısında, Samsun el değmemiş doğasıyla avantajlı Görseli
SAMSUN

Karadeniz Turistik İşletmecileri Derneği (KATİD) Başkanı Murat Toktaş, Covid-19 salgını ile birlikte değişen turizm algısında insanların daha çok doğaya yöneldiğine belirterek Samsun’un el değmemiş haldeki doğasıyla avantajlı durumda olduğunu söyledi.

Bu gönderiyi paylaşabilirsiniz!

Covid-19 pandemisi ile birlikte turizm sektöründe insanların beklentileri ve taleplerinde değişiklik yaşanırken turizm rotalarında da yeşilin öne çıktığı bölgeler daha çok rağbet görmeye başladı. Özelikle doğal güzellikleri ile ön plana çıkan Karadeniz Bölgesi, tatil yapmak isteyenlerin tercihlerinde ilk sırada yer alıyor. Samsun elinde bulunan doğal varlıkları ile değişen turizm algısı ve talebi noktasında önemli bir potansiyeli de elinde bulunduruyor.

‘Tatil alışkanlığında değişiklik oldu’

Karadeniz Turistik İşletmecileri Derneği (KATİD) Başkanı Murat Toktaş, Covid-19 pandemisi ile birlikte birçok alışkanlığın değişmeye başladığını belirterek turizm sektöründe de beklentiler ve alışkanlıkların yön değiştirmeye başladığını söyledi. Son dönemlerde tatil anlayışında deniz, güneş, kum tatilinin insanların 15 günlük tatillerinin tamamı olmaktan çıktığını dile getirerek “Karadeniz bölgesi son 7-8 yıldır kültür turlarında ciddi bir şekilde rağbet gören ciddi bir destinasyonların başında geliyordu. Kapadokya, Pamukkale, Gaziantep, Şanlıurfa gibi artık buralarda ciddi bir şekilde rağbet görmeye başladı. Değişen bir trend vardı pandemi bu trendi daha hızlandırmaya başladı. İnternet arama motorlarını analizlerine baktığınız zaman ettiğinizde daha çok, dağ evi bungalov, kamping alanları, karavan turizmi, yürüyüş rotaları, kamp yerleri gibi yerler ve konaklama şekilleri gibi aramaların ciddi şekilde arttığını görüyoruz. Çadır kampları artmaya başladı. İnsanlar müstakil tatil yapma, yoğunluğun içinde tatil yapmama arayışları içindeydi. Bu trendler bariz şekilde artmaya başladı” şeklinde konuştu.
 



‘Yeşilin anlamı değişti’

Değişen turizm anlayışı ile birlikte Karadeniz Bölgesi’nin elindeki yeşilin farklı anlamların da oluşmaya başladığını söyleyen Toktaş, “Bu trendler değişmeye başlayınca Karadeniz Bölgesi için insanlar yeşil görmeye gelirlerdi ama şimdi pandemi ile birlikte o yeşil daha bir anlam kazanmaya başladı. O yeşil artık bundan sonra temiz oksijen, sağlıklı bir yeşim anlamına geldi, daha izole bir tatil anlamına geldi. O yeşil insanları koruyan, insanların kendilerini güvende hissettikleri bir yeşil anlamına gelmeye başladı. Sadece eskiden yaylaya çıkalım değil. İnsanlar artık o yaylaya gittiklerinde bir deneyim de kazanmak istiyorlar. Uzaktan bakmak istemiyorlar orada yaşamak istiyorlar. Orada pekmez yapılırken görmek o pekmezi karıştırmak istiyorlar” diye konuştu.




‘Müstakil tatil eğilimi var’

Tatil anlayışında müstakile kayma eğiliminin olduğunu hatta sırt çantasını alıp otostopla dolaşan çok insan olduğunu belirten Toktaş, “Karadeniz ve yayla deyince sadece Doğu Karadeniz akla gelmesin diyoruz. Orta Karadeniz’de de aynı tarz yaylalarımız var. Bizim bu algıyı da kırmamız ve yaylayı, yeşili sadece Doğu Karadeniz’e sıkıştırmamız lazım. Artık destinasyon rekabetleri bölgesel ve ülkesel rekabetler çoğaldı. Önceden belgeler kendi arasında turizm rekabeti yaparken artık şimdi bölgesel ülkesel rekabetler var. Rekabet artık daha da güçleşti, rakipler çoğaldı. İyi bir organizasyon yapısıyla agresif bir tanıtım ve pazarlama yapmamız gerekiyor. Var olan turizm trendlerini takip edip o trendler doğrultusunda kendimize bir rota çizmemiz gerekiyor” dedi.



‘Yeşil olmazsa olmazımız’


Samsun’un turizm hedefleri ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Toktaş, “Biz aslında uzun yıllar iyi niyetle çok savrulduk. Bir tarafımız spor, bir taraf sağlık bir taraf Arap turist dedi. O kadar çok savrulduk ki ama iyi niyetle. Bizim artık kendi envanterimizi iyi biliyor olup, alternatiflerimizi iyi tanıyor olup kendimize bir yol haritası çıkarması lazım. Benim ön gördüğüm, sağlık turizmi açısından çok iyi konumdayız rekabet gücümüz kuvvetli, spor turizmi konusunda elimiz çok çok kuvvetli biz burada olimpiyat yapmış bir şehir olarak bulunuyoruz. Omuzlarımızda olimpiyat apoleti taşıyan bir şehiriz. İnsanların artık olmazsa olması doğadır. Kum güneş, değil azalsa da insanların tercihinde hep var aynı şekilde bu doğada girdi. İnsanların artık çok yoğun çalışıyor plazalarda, apartmanlarda beton içinde yaşıyorlar. Bizim olmazsa olmazımız yeşil” şeklinde konuştu.

‘Yayla dendiği zaman Samsun’un ismi hakettiği kadar anılmıyor’

 Bu yeşil biz de var zaten. Biz yeşili çok fazla ön plana çıkaramadık Samsun olarak. Bizim ilk önce bunu samsun halkına anlatarak başlamamız lazım. Yayla ve yeşil sadece Doğu Karadeniz’de var algısının kırılması lazım. Yayla dendiği zaman Samsun’un ismi hak ettiği kadar anılmıyor. Bu potansiyel sadece orada var algısı yanlış bir algı. El değmemiş bakir yaylalarımız, yeşil alanlarımız, yaylalarımız var. Yerelden başlatamadığınız turizm hareketi bir hedefe ulaşmaz. Buna yerelden başlamalıyız. Yaylarımızı hareketlendirmemiz ve turizme kazandırmamız lazım” dedi.

‘Samsun’un avantajı doğa potansiyelinin bakir durumda olması’

Toktaş, şehirlerin hızla büyüyüp betonlaştığını kentlerde yaşayan insanların az miktarda bile bir yeşil alan gördüğünde çok mutlu olduklarını ifade eden Toktaş, “Büyükşehirlerde zaten yeşili kaybetmiş durumdayız ama bu bizim için bir ihtiyaç ve bu ihtiyacı bir yerde gidereceğiz. En yakın ya da en güzel yerlerde gidermeye çalışacağız. Samsun’un avantajı bu potansiyelinin bakir olması ve sıfırdan planlamaya müsait olması. Önümüzde tertemiz bir tuval var. Biz çevremizdeki diğer emsallerimizden ders çıkarıp doğru bir şekilde kendimizi planlayabiliriz o da bizim en büyük artımız. Hızlı bir şekilde söylemden eyleme geçmek zorundayız” diye konuştu.



‘Böyle bir sermayemiz varken yeşile sahip çıkacağız’

İnsanların artık yavaş yavaş doğaya döndüklerini söyleyen Toktaş, “Doğa bilinci artıyor. Böyle bir eğilim var bunu başarmak da kolay değil. Doğa ve yeşile dönüyorlar. Bu devirde yeşil olmazsa olmaz. Bizimde böyle bir sermayemiz varken yeşilimize sahip çıkacağız. Var olan yeşilimizi sahip çıktığımız gibi ön plana da çıkaracağız, sürdürülebilir şekilde kullandıracağız. Etraftaki kötü örnekler gibi olmayacak” dedi.  

0 Yorum

Yorum Yap