• Samsun
  • Son Güncelleme 13:04
Cumhurbaşkanı'ndan 6'lı masa açıklaması Görseli
SAMSUN

Bu gönderiyi paylaşabilirsiniz!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu.

Adıyaman ve Şanlıurfa'daki sel felaketiyle ilgili Erdoğan, 'Bu sabah Şanlıurfa ve Adıyaman'da yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Bakanlarımız, ekiplerimiz çalışmaları koordine etmektedir.' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle; Yaşadığımız felaketleri hafızalarımızda ne kadar sıkı muhafaza edersek onlardan çıkarcağımız dersler de o derece güçlü olur. Bunun için tekrar hatırlama ve hatırlatmada fayda görüyorum. Türkiye 6 Şubat sabahına son bir asrın en büyük felaketiyle uyandı. 11 ilimiz 62 ilçesinde ağır yıkıma ve can kaybı yaşanan depremlerin büyüklükleri 7.7 ve 7.6 olarak ölçüldü. Yeryüzüne 7 kilometre gibi oldukça yakın bir mesafede ve yoğun yerleşim alanlarının altında gerçekleşen depremlerin şiddeti benzer büyüklükteki örnekleri ile kıyas edilemeyecek kadar güçlüydü.

İlk depremleri takip eden ve sayısı 16 bin 300'e yaklaşan artçı sarsıntılardan 45'i 5 ila 6 büyüklüğü, 532'si 4 ila 5 büyüklüğü arasındaydı. Bir başka ifade ile felaket bölgesi neredeyse 600'e yakın müstakil deprem büyüklüğünde artçı ile sarsılmayı sürdürdü. Depreme ağır kış şartlarının yaşandığı günlerde yakalandık. Buna rağmen devlet ve millet olarak felaket haberini alır almaz yıkımın ve kışın zorluklarını aşarak deprem bölgesine koştuk.

"İHTİYAÇ DUYULACAK KİM VARSA HERKESİ BÖLGEYE GÖNDERDİK"

Bakanlarımız felaketten bir kaç saat sonra depremin vurduğu şehirlerimize ulaşarak çalışmaları koordine etmeye başladı. Bölgedeki idari kapasiteyi diğer şehirlerden mülki idare amirlerimiz ile sahada görev yapan birimlerin personelleri ile destekledik. AFAD'dan madencilerimize kadar ülkemizdeki tüm arama kurtarma ekiplerini, uluslararası yardım çağrımıza binaen 90 ülkeden gelen arama kurtarma ekiplerini tüm ekipman ve personelleri ile belediyelerimizi, askerlerimizi, polislerimizi, jandarmalarımızı, bekçilerimizi, sağlıkçılarımızı, karayolcularımızı, ormancılarımızı, DSİ'cilerimizi, sivil toplum kuruluşlarımızı ve gönüllerimizin velhasıl böyle bir felakette ihtiyaç duyulacak kim varsa herkesi bölgeye yönlendirdik.

"ÜLKEMİZİN VE MİLLETİMİZİN TÜM İMKANLARINI SEFERBER ETTİK"

Sadece arama kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personeli bölgeye yönlendirdik. Yardım ve destek ekipleri ile 272 bin kamu görevlilerimiz gönüllü vatandaşlarımızı da eklediğimizde yaklaşık yarım milyon insanımız depremzedelerimizin imdadına koştu. Her sınıftan 18 bin iş makinası ile lojistik hizmetlerinde çalışan on binlerce kamyon ve tırı ile ihtiyaçları karşılayacak her türlü malzemesi ile ülkemizin ve milletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Ancak yıkım öylesine büyüktü ki her binaya tek bir arama kurtarma personeli bile göndersek aynı anda hepsine yetişebilmek mümkün değildi.

"KALBİMİZİ SONUNA KADAR KENDİLERİNE AÇIYORUZ"

Halbuki öyle yerler vardır ki yüzlerce arama kurtarma personelinin birlikte çalışması gerekiyordu. Türkiye bu depremde dünyada bugüne kadar görülen en büyük arama kurtarma ekibini bir araya getirmiştir. Çalışmaların bu kadar kısa sürede tamamlanabilmesini de buna borçluyuz. Buna rağmen yıkıntılar altında kalan vatandaşlarımız ve onların yakınları serzenişlerinde sonuna kadar haklıdır. Hepsinin de acılarını yürekten paylaşıyor, kollarımızı ve kalbimizi sonuna kadar kendilerine açıyoruz. Bu vesileyle bir kez daha depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın her birine Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Yıkıntıların altından çıkartıldıktan sonra tedavileri tamamlanan yaralılarımıza geçmiş olsun diyor, halen tedavisi sürenlere acil şifalar diliyorum.

(6'lı masanın Cumhurbaşkanı yardımcılıkları)

Masanın altı üstüne geldi. Bu asil millet bunları yutmaz, cevabını da 14 Mayıs'ta size verir.

Bakalım ilerleyen günlerde daha neler görecek, neler duyacak, ne tür kepazeliklere şahit olacağız. Erken açıklansa pek bir yıpranacak, örselenecek; sona saklanması sayesinde tüm bunlardan kurtulacak isim çıktı.

'Aslına bakılırsa depremin sorumlusu kim?' sorusunu soracak kadar hayattan kopuk birisine ne desek boş. Böyle birisinin derdi ne bu ülkedir, ne bu millettir, ne de oradaki depremzedelerdir.

Deprem bölgesine seçim kampanyası başlatmaya gidenler, bizim oradaki insanlarımızla aramızdaki muhabbeti, sevgiyi, güven ilişkisini anlayamaz.

EYT'yi de çıkardık. Her ne kadar siyaseten emeklilikte bu kanuna gerek yok ise de bu durum kendisine örnek ve teşvik olur diye umuyorum.

"TOGG YARINDAN İTİBAREN ÖN SİPARİŞİ ALMAYA BAŞLIYOR"

İşte TOGG... Ne diyordu? Hani fabrika... Fabrika yerinde, muhteşem bir fabrika. Vadettiğimiz gibi Türkiye'nin otomobili TOGG yarından itibaren ön siparişi almaya başlıyor.

0 Yorum

Yorum Yap