Suçlu olarak girdi kahraman olarak çıkacak

Sanatçı kelimesinin sözlük anlamı sanat dallarının herhangi birine yeteneği olan ve bu dallardan birini icra eden kimse demektir. Ancak son yıllarda sanatçı kelimesi amacının dışına çıkmış, ideolojik yapıların kuklası haline gelmiştir. Bilindiği üzere iki gündür Gülşen konusu Türkiye gündemini ve medyayı meşgul etmekte. İmam hatipliler hakkında çirkin söylemi sebebiyle tutuklandı ve tutukluluk hali devam etmekte.

Türkiye de var olan en can sıkıcı konulardan biride sanat camiasında eski şöhretini kaybetmiş sanatçıların tekrar gündeme gelebilmek adına büründüğü toplumun milli, dini ve manevi değerlerine hakaret etme, aşağılama ve küçük görme modası.

Sahnede siyaset yapmak, LGBT+ bayrağı açmak toplumun hassas olduğu konularda sinir uçlarına dokunmak gündemde kalabilmek için oynanan oyunlardan biri adeta. Tüm bunları laiklik ilkesinin, özgürlük kavramının ardına sığınarak yapıyor olmakta koruma kalkanı yaratmaktan öteye gitmiyor.

Gülşen de bu oyunun bir parçası olmayı üstüne basa basa dile getirdiği özgürlüğünün ardına sığınarak seçti ve cezasını çekiyor. Cezası hapis mi olmalıydı elbette tartışmaya açık bir konu. Biri ya da birileri bu görüntüleri gündem yaratmak adına mı servis etti yoksa bu bir tesadüfün sonucu mu üzerine uzun uzun konuşulabilir.

Ancak unutulmaması gereken bir konu var ki Türk milletinin artık dini değerlerine dil uzatılmasına, muhafazakâr kesimin ikinci sınıf görülmesine zerre tahammülü kalmamıştır. Unutmayalım ki bir toplumu var eden her şeyden önce o toplumun dini değerleridir.

Gülşen’in ısrarla arkasına sığındığı özgürlük kavramı insanları aşağılamak ya da kutuplaştırmaya sebep olmak, kin ve nefrete sürüklemek değildir. Gülşen’in özrü de imam hatipliler tarafından kabul görür mü bilemem. Ancak verilen ceza konusunda bir yorum yapmam gerekirse hapis cezası medya da hükümete ve Türk adalet sistemine zarar vermekten başka bir işe yaramaz. Suçlu olarak içeri soktuğunuz kadını kahraman olarak topluma geri vereceksiniz demedi demeyin...