Yüz binlerce öğrenci ders zilinin çalmasıyla birlikte uzun bir tatilin ardından yeni eğitim ve öğretim yılına merhaba dedi.
Öğrencilerin okula başladıklarını görünce kendi çocukluğum canlandı gözümde. Okula ilk başladığım günkü heyecan, okul öncesi alışveriş, uyum süreci, sonrasında yeni bir şeyler öğrenmenin mutluluğu ve bunu çevremizdekilere gösterme çabası...
Üç kişi oturduğumuz, verniklenmiş ahşap sıralarda, samimiyetiyle içimizi ısıtan okul şarkısını hep birlikte sınıfça söylediğimiz o günler...
do do sol sol la la sol fa mi mi re do...
"Daha dün annemizin
kollarında yaşarken
çiçekli bahçemizin
yollarında koşarken
şimdi okullu olduk
sınıfları doldurduk
sevinçliyiz hepimiz
yaşasın okulumuz"
Aslında geçmiş zamanla şimdiki zamanı kıyaslamak oldukça anlamsız. Bizim çocukluğumuzda okul alışverişi aile ile birlikte yapılırdı mesela. Şimdiye baktığımızda veliler tek başına her şeyi üstlenmiş durumda görünüyor. Çocukların eski heyecanı tükenmiş durumda. Üniformalardan tutun kırtasiye alışverişindeki araç gereçlere kadar her bir şeyi aileler alıp hazır ediyor. Oysa kokulu bir silginin, rengarenk kalemlerin, birbirinden cafcaflı defter kaplama jelatinlerinin verdiği mutluluk diye bir gerçeklik var. Ne yazık ki birçok öğrencimiz bu mutluluğa uzak durumda.
Burada ne öğrencileri ne de velileri eleştirmiyorum elbette. İçinde bulunduğumuz çağın sunmuş olduğu teknoloji (tablet, bilgisayar, akıllı telefon) öğrencilere daha cazip, daha eğlenceli bir dünyanın kapılarını araladı. Bunun yanı sıra son bir iki yıldır pandemi nedeniyle eğitimin uzaktan olması çocukların okul heyecanını yitirmiş olmalarında önemli bir rol oynuyor.
Biz geleceğimizi emanet ettiğimiz öğrencilerimize güveniyoruz. Umuyoruz ki; sağlıklı, yüz yüze eğitimin devam ettiği bir yıl olsun. Çocukların okula adapte olduktan sonra eski heyecanlarına dönebilecekleri konusunda şüphemiz yok.
Tüm öğrencilere yeni eğitim ve öğretim yılında başarılar dilerim.
0 Yorum