SON DAKİKA HABERLERİ
  • Samsun
  • Son Güncelleme 20:38
Gülşah DEMİR Görseli

Gülşah DEMİR

Köşe Yazarı

Sosyolog - Yazar

Diğer Köşe Yazıları

Bu gönderiyi paylaşabilirsiniz!

Geçtiğimiz ay ülkemiz tarihinin en büyük afetini yaşadık. Öncelikle hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Çok üzücü, bizi derinden sarsan günler yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz.

Dikkatimi çeken bir nokta üzerinden sizlere yıllardır duyumsadığım ancak kelimelere dökme konusunda henüz karar verdiğim bir konuyu anlatmak istiyorum.

Depremin ardından insanlara ulaşılabilmek için birçok çalışma yapıldı. Bu çalışmalar sırasında bir şeye dikkat ettiniz mi? “Sesimi duyan var mı?” diye bağırıldı insanlara. Onların enkaz altından can kulağıyla sesleri duyulmaya çalışıldı.

Bir de bu durumu günlük hayatta ele alalım. Seslerini duyurmaya çalışan birçok insan var etrafımızda. Durup onları da can kulağıyla dinliyor muyuz?

Dinlemek kelime anlamıyla duymak, işitmek için kulak vermektir. Ancak ben sizlere dinlemenin aslında farklı bir yönünü göstermek istiyorum. Konuşan ve konuşamayan insanları nasıl dinleyeceğinizi anlatmak niyetindeyim.

Bazı insanlar yaşadıklarını anlatmaktan çekinir. Bazıları ketumdur. Ne yaparsanız yapın aslında anlatmak istedikleri şey farklıdır bazı insanların. Bazı insanlar da kendini anlatmak ister. Ancak seçilen kelimeler de yapar hatayı. Konuşan, konuşabilen insanları bir şekilde dinler ve anlarız. Ancak diğer türlüsü mümkün mü?

Gerçekten etrafınızdaki bir kişiye kısa bir süre odaklanın ve onu dinleyin. Konuşmuyor olsa bile onu dinleyebilirsiniz. O kişi bakışlarıyla, el kol hareketleriyle, duruşuyla aslında size çok şey anlatacaktır.

Onun söyleyemediklerini veya söylemek istemediklerini kalbinizle dinleyin. İçinizde bir yerlerde o kişinin sesini duyacaksınız.

Kimleri dinleyeceğiz?

Akşam eve gittiğinizde sizden en ufak güzel bir şey duymak isteyen çocuğunuzu ve eşinizi dinleyin. Ne duymak istiyor, neden duymak istiyor? Sizi bu yaşlara getiren anne babanızın yaşadıklarını dinleyin. 

Birçok sorunu olduğu halde size anlatmayan ofis arkadaşınızı dinleyin. Size kızdığında sinirlendiğiniz patronunuzu sakinleşince de yanına oturup bir dinleyin.

Onların hiçbiri size bir şey söylemeyecek belki de. Ama siz yine de onları dinleyebilirsiniz. Konuşmayan insanları dinlemek, konuşamadıklarını duymak, konuştuklarında söylediklerinden her zaman daha doğru sözleri ortaya çıkaracaktır. Hislerinize güvenin.

Birbirimizi dinlemekten bahsederken sadece insanları kastettiğimi düşünmenizi istemem. Yanından geçtiğiniz bir sokak köpeğini, bir kediyi dinleyin. Size aç olduğunu, üşüdüğünü, sevgiye ihtiyacı olduğunu söyleyecektir. Gözlerine bakın size daha birçok şey anlatacaktır. Onu da dinleyin.

Ezip geçtiğiniz çiçeği, dalını kırdığınız ağacı da dinleyin. Kafanızı kaldırıp gökyüzüne bakın birazdan ağlayacak bulutları da dinleyin.

Dinlemeye alıştığınızda daha çok duyacak ve söyleyecek daha çok, daha doğru sözleriniz olacaktır.

Belki bu sayede birbirimizi daha iyi anlar, herkesin dinlenmeye değer varlıklar olduğunun farkına varırız.

Ama en önemlisi durun ve önce kendinizi bir dinleyin. Belki de kendinize anlatmak istediğiniz çok şey vardır.

Anlattıklarımın hepsi söyleyecek sözü olan ve dinlemeyi önemseyenlere…

 

1 Yorum

  • Ahmet Aksungur Görseli

    Ahmet Aksungur, 29.03.2023 14:57

    Afette hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Kendiniz gibi çok naif bir yazı olmuş. Devamını dilerim.

Yorum Yap