SON DAKİKA HABERLERİ
  • Samsun
  • Son Güncelleme 20:51

Bu gönderiyi paylaşabilirsiniz!

Her şehrin tarihinde ilkler vardır ve zaman içerisinde önemi anlaşılır. Anlaşıldığı dönemde de zaten ortadan kaybolmuş ve anılarda yer etmeye başlamıştır. Zer Kültür Sitesi de bu anlamda Samsun’un önemli mekânlarından idi. Bu mekânın önemi tanınmışlığından ziyade on yıllar sonra ülke ve Samsun yaşamına olan etkilerinden dolayıdır. On iki Eylül sonrası gelişen ortamda yoğun okuma ve tartışma sürecinin yaşandığı yıllarda Site Camii tarafından Saadet Caddesinde ilerlerken sağdaki ilk sokak üzerinde açılmış olan Zer Kültür Sitesi, ülkenin geleceği ve dinsel duyarlılığı olan herkesin en az bir kere uğramış olduğu bir yerdir. Uğramayanlar ise ya duyarsız ya da habersiz demektir!

Zer Kültür Sitesini 1988-89 yıllarında bir yıl süreyle de olsa hayata geçiren kişi bir zamanlar Zer Kitabevinin de sahibi olan Hüseyin Zer’dir. Zer Kitabevi ise bugünkü Endülüs Kitabevinin çekirdek yapısıdır. Sonraki süreçte ismi ve yeri değişmiştir. Hüseyin Abimiz o dönemde büyük bir öngörüde bulunarak gençliğin kendini yetiştireceği, tartışıp konuşacağı, aynı zamanda da olumsuz çevre koşullarından uzak duracağı bir mekân oluşturmayı düşünerek burayı açmıştır. Ve zaman onu haklı çıkarmıştır. Bu anlamda bu camiada herkesin düşünce yaşamında Hüseyin Abinin muhakkak bir katkısı, etkisi ve hakkı vardır. Her ne kadar bugünlerde ahde vefa kavramı pek hatırlanmasa da…

Zer Kültür Sitesi faaliyete geçtiği yıl itibariyle düşünüldüğünde özgür düşüncenin önünün açıldığı, her türlü konunun rahatlıkla konuşulabildiği; Zaman, Milli Gazete ve Cumhuriyet başta olmak üzere her türlü gazetenin aynı ortamda okunabildiği tek ortam olarak öne çıkmıştır. Tartışma konularında sınır olmaması, düşünsel ve siyasi tercihlerin ötekileştirmeye zemin hazırlamamasının günümüzde dahi başarılamamış olması o dönemde ne kadar büyük bir şeyin başarıldığına işaret etmektedir. Sitede televizyon seyredilen, gazete okunan ve çay içilen ana bölüm dışında farklı etkinlikler yapılan bölümler de bulunmaktaydı. Masa tenisi ve satranç oyununun yaygın olarak rağbet gördüğü bu ortamda zengin bir kütüphane ve mescit de vardı.

O zamanlarda arayış içerisinde olan gençlik için o koşullarda her şey vardı. Günlük gazetelerden öne çıkan makaleler kesilerek panoya asılır ve uzun müddet okunması sağlanırdı. Zaman zaman, şiir yazanlar da paylaşımlarda bulunurdu. Sonuçta farklı ve aykırı fikirlerin tartışma ve konuşma ortamı oluşurdu. Bu durum geleneksel bakış açısına sahip olanlar için o zaman olumsuz etkide bulunuyordu. Ancak oldukça fazla yararı da oluyordu. Hangi sözün hangi gönülde açılımlara neden olabileceğini yıllar sonra da olsa görünce böyle bir yapının ne kadar yararlı olduğu ortaya çıkıyordu.

Elbette ki burada yaşanan özgür düşünce ortamı birilerini rahatsız ediyor, fırsat buldukça şikâyetlerini dile getiriyorlardı. Bazı eleştirilerde belki haklılık payı olabilirdi. Ancak süreç içerisinde bu şikâyetlerin yersiz olduğu, koşullar değişince insanların ne kadar değiştiğini gördükçe bu şikâyetleri dikkate almamanın ne kadar yerinde olduğu da görüldü. Zira o dönemlerde ülkemizdeki İslamcı düşünce henüz emekleme aşamasında olduğu için bugün gülünç sayılabilecek pek çok olay o dönemde çok ciddi tartışma ve ayrışmaların nedeni olabiliyordu. Böyle bir yerin gerekliliği, İslam’a uygun olup olmadığı, satranç ve masa tenisi oynamanın İslami hükmü gibi pek çok konu ele alınıp tartışılabiliyordu. Her şeye ve herkese rağmen güzel günlerdi ve tartışmalardı! Bugünden geriye baktığımızda geçen süre içerisinde o günlerde tartışılan konularda ne kadar mesafe kat edildiği, hatta İslam’a ters olan pek çok konuda o günlere rahmet okutacak kadar ileri gidildiğini gördükçe hüzünlenmemek elde değil! Açıldığı yıllarda çağının ötesinde işlev gören bu küçük girişim, geleneksel konular yanında pek çok fikir tartışmasının en uç noktalarda yaşandığı yer konumunda olmuştur. Sünnetin dinde delil olup olmayacağı gibi bir konu bile günlük rutinler arasında idi. Şimdi bile bu konuyu tartışmak, sınırları zorlamak demek olduğuna göre, gerisini siz tahmin edin….

Zer Kültür Sitesi o dönemde bir yenilik, farklılık ve hatta aykırılık idi. Ülkeye, geleceğe ve dünyaya dair söyleyecek sözü olan İslami duyarlılığa sahip gençlerin buluşma ve tartışma mekânı idi. Çay ve sigara eşliğinde öyle konular tartışılırdı ki bu konular 1995’ten sonra ülkede tartışılan ve ses getiren konulardı. Hatta bu sohbetlerde tartışılan konular “Dinin Magazinleştirilmesi Projesi” sürecinde de kullanılacak düzeyde aykırı konuları içermekteydi. Ancak herkes iyi niyetli idi ve bu konuları dert ederdi. Konular üzerinden rant elde etmek veya birilerine yaranmak gibi dertleri yoktu. Günümüzde din adına din pazarlayanlar gibi aksesuar olarak bu konularla ilgilenmiyorlardı. Yanlış dahi olsa ilgilendiği konu, yaşamsal öneme sahip derdiydi.

Zer Kültür Sitesi farklı siyasal düşüncelere ait olan dergi ve gazeteleri, gelenlerin hizmetine sunmuştur. Böylece daha sağlıklı, katılımcı, farklı düşüncelere açık bireylerin oluşmasına olanak tanımıştır. Günümüzde dahi bu denli bir anlayışa sahip yer bulmak çok zordur. Zira iki gün sonra ötekileştirme ve dışlama süreci başlamakta, kapalı devre halinde kendi düşünceleri ile beyin yıkayan kitlelerin oluşmasına zemin hazırlanmaktadır. Bu yapısı nedeniyle Samsun’da ufku açık ve geniş olan pek çok bireyin yetişmesine ortam oluşturulmuştur. Yolu buradan geçen, günümüzde ülkemizin ve Samsun’un akademik, siyasi, ticari ve düşünce yaşamında öne çıkan pek çok kişi vardır. Kısa bir süreliğine de olsa yaşamını sürdüren Zer Kültür Sitesi, kısa zamanda büyük işler başarmıştır. İki binli yıllarda Samsun’da açılan ve aynı misyonu sürdürecekmiş gibi lanse edilen ortamlar ise aynı fonksiyonu icra edememiştir. Elbette ki bu duruma değişen toplumsal yapımız büyük oranda etkili olmuştur. Bu durum da kuşaklar arasındaki İslami düşüncedeki değişim ve farklılaşmanın ne düzeyde olduğuna işaret etmektedir.

Zer Kültür Sitesi sosyal bir vakıa olarak ele alınacak güzel bir mekândı. Sade, zarif ve ticari kaygı gütmeyen, tamamen vakıf gibi iyi niyetlerle “insanları hayra ve iyiliğe çağıran” bir amaca hizmet ediyordu. Kısa zamanda da olsa bu fonksiyonu yerine getirerek hafızalarda yer etmiştir. Ve hala bu yazının konusu olabilmektedir. Şimdi çevrenize şöyle bir bakınız. Bugün Samsun’da kırk yaşından büyük olup da ülkeye dair, geleceğe dair ve İslam’a dair söyleyecek sözü olup da yolu Zer Kültür Sitesinden geçmeyen kaç kişi vardır. Ve geçmediğini söyleyen varsa anlayın ki sorun Zer Kültür Sitesinde değildir…

0 Yorum

Yorum Yap