• Samsun
  • Son Güncelleme 18:19
İşte gururumuz, işte kadın patronlar Görseli
SAMSUN

Bu gönderiyi paylaşabilirsiniz!

Samsun’da çeşitli sektörlerde aldıkları devlet desteğiyle ilk adımı atıp üretime geçen kadın girişimciler, önce iş kurdu ardından istihdam oluşturdu. Hayallerini gerçeğe dönüştüren kadın patronlar, ‘Kadın isterse her şeyi yapar’ cümlesinin yaşayan örnekleri oldu.

Samsun’un ekonomisinde her alanda kadın girişimciler yerini alıyor. Kentte kadın girişimci sayısı her geçen yıl artarken, iş dünyasındaki kadın patronlar başarıları ile de örnek gösteriliyor. Devletten aldıkları hibe ve kredi destekleriyle ilk adımı atıp üretime geçen, ardından da istihdam oluşturan kadın girişimciler elde ettikleri başarılar ile örnek gösteriliyor. ‘Kadın isterse her şeyi yapar’ cümlesinin yaşayan örnekleri olan kadınların başarı hikayelerini sizlerle paylaşıyoruz.

AYSUN MACİT

Kurduğu tekstil fabrikasında 300 kişi çalışıyor

Aysunzade Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı ve Kurucusu, 2 çocuk annesi Aysun Macit (47), 35 yıl önce çalışmaya başladığı tekstil sektöründe attığı güçlü adımlarla birlikte bugün 300 kişinin istihdam edildiği bir fabrika kurdu. Başarı hikayesini anlatan Macit, “Hep hayallerim ideallerim vardı kabuğuma sığamıyordum. Üretilenleri gördükçe kendim nasıl yapabilirim diye hayal kuruyordum. 2016 yılında sınavlara girip KOSGEP Girişimci Belgesi aldım ardından 7 makine alıp istihdama başladım. Ürettikçe, kazandıkça kendi işime yatırım yaptım. 2022 yılında 300 kişiyi istihdam ediyorum. 800 kişiye istihdam verebilecek kapasiteye sahibiz. Bayan giyim ağırlıklı olarak üretim yapıyoruz. Özellikle kulvarımı bayan ceketi üzerine seçtim. Dünyanın ünlü markalarına üretim yapmaktayız. Bu sadece ceket ağırlıklı olarak değil üretebilecek ne ürün varsa üretebiliriz. Askerlerimiz için kıyafetler de ürettik” dedi.

'Her zaman yaptığım işle cevap verdim’

Aysun Macit, ekibindeki her kişinin ayrı öneminin olduğunu ve ekibine çok güvendiğini söyleyerek “35 yıldır bu sektördeyim ve işimi çok severek yapıyorum. Daha fazla nasıl kurumsallaşabiliriz ayaklarımızın üzerinde daha güçlü nasıl durabiliriz bunun çalışmasını yapıyoruz. Benim için insan çok önemli. İnsana insan gibi değer vermek ayrıca önemli. Kadın girişimci olmak tabii ki zor. Bende çok zorluk yaşadım ama kolaylık da yaşadım. Bildiğim işten geri adım atmadım. ‘Bu kadın ne yapabilir’ deniyor. Ama ben her zaman yaptığım işle cevap vermek istedim. ‘Kadındır yapamaz’ deniyor ama ben bu cümlelere kulaklarımı tıkayıp işime bakıyorum” diye konuştu.



AYŞEN PEHLİVAN

KOSGEP desteği ile işini kurdu

Samsun’da attığı ilk adımın ardından iş dünyasında sağlam adımlarla ilerleyen kısa sürede başarı yakalayan girişimci kadınlardan biri diğeri de Laranzo Mobilya Kurucusu 26 yaşındaki Ayşen Pehlivan. Kurduğu kendi markasıyla önce üretime geçen sonra da ihracat yapmaya başlayan Pehlivan, “Çalışma hayatına çok erken başladım. 5 yıl küçük ev aletleri sektöründe babamla birlikte çalıştım. Sonra 23 yaşında kendi markamı kurarak mobilya sektörüne geçtim. Mesleklerin cinsiyeti kesinlikle yok. Bu sektörde zorluk yaşamadım. Dışarıdan görenlerde hem yaşımdan hem de bayan olmamdan dolayı bir yadırgama çok oldu. Ama çok şükür aştık. İşimi kurma aşamasında KOSGEP’den aldığım eğitim bana özgüven anlamında çok katkı sağladı. Eğitim sonrasında şirket kurulum aşamasını ve kurulumu çok hızlı yaptık. Destekle makinalar aldık ve üretime başladık. 20 kişiyi istihdam ettik” şeklinde konuştu.

Yurt dışına ihracat yapıyor

Yurt dışına ihracat yaptıklarını dile getiren Pehlivan, “Markamın bu sektördeki diğer markaların önüne geçsin istiyorum. Bir mobilya koltuk takımı denildiğinde ilk akla gelen olsun istiyorum. Yurt içi ve yurt dışında çok fazla tanıtım çalışması yapıyoruz. Dünya genelinde duyulan ve bilinen bir marka olsun istiyorum. Belçika, Fransa, Almanya, Gürcistan’a ihracat yapıyoruz” dedi. Özellikle önyargıların olan insanları şaşırtmayı sevdiğini ifade eden Pehlivan “Başarısız olacağımı düşünenlere başarılarımla cevap vermek beni daha çok gururlandırıyor” diye konuştu.

 


NURAN KELEŞ

‘Amerika’ya bile börek gönderdik’

Kurduğu iş yerinde unlu mamul üretimi yapan 2 çocuk annesi Nuran Keleş (55), aldığı destekle birlikte evde su böreği ve tatlı yaparken nasıl kendi işinin patronu olduğunu anlattı. Keleş, yaptığı ürünlerin beğenilmesi sonrasında çevresindekilerin kendisini desteklediğini ve bunu iş olarak yapmaya karar verdiğini belirterek “Bir süre bir yerde çalıştım ve sonra KOSGEP’e başvurdum. Eğitimler aldım. KOSGEP desteği ile yufka makinalarını alıp işyerimi açtım. Ailem bana bu süreçte çok destek oldular ve teşvik ettiler. Ben iş yerimin hem patronu hem ustasıyım. Zor bir iş yapıyoruz. İlk işe başladığımda sadece Terme ilçe içine üretim yapıyordum. Ama sonra memnuniyet arttıkça talep arttı ve çeşitlilikte arttı. Yaş yufka, kuru yufka, su böreği, mantı, tatlı, erişte, siron gibi unlu mamuller üretiyoruz. Benim yanımda 6 kişi çalışıyor. İl dışına satış yapıyorum, hatta yurt dışına bile ürün gönderiyorum. Amerika’ya bile börek gönderdik” dedi.

‘İnsan isteyince yaşamayacağı hiçbir şey yok’

Keleş, daha başarılı ve büyük bir kitleye hitap etmeyi hedeflediğini söyleyerek “Memnuniyet devam ettiği sürece bu yolda bende devam etmek istiyorum. Günlük üretim yapıyoruz. Bu noktada çalışanlarım en büyük destekçim. Onlar olmasa ben burada olmam. Kadın girişimci olmak kolay değil ama insan isteyince yaşamayacağı hiçbir şey yok. Yeter ki canı gönülden istesin her zorluğu aşıyor” diye konuştu.


CENNET KAYA USLU
 

Hobisini işe dönüştürdü
 

3 çocuk annesi 35 yaşındaki Cennet Kaya Uslu ise hobisini işe dönüştüren girişimci kadınlardan birisi. 2014 yılında işyerlerinin yangın sonrasında kapanması ile birlikte ekonomik olarak zor bir süreç yaşadıklarını dile getiren Uslu, üretime geçiş sürecini şöyle anlattı: “İşyerimiz yandı ve kapatmak zorunda kaldık aile ekonomisine katkı vermem gerekiyordu. İş arayışına başladım ve mantar hobi amaçlı yapmak istediğim bir şeydi. Hobimi nasıl mesleğe dönüştürebilirim dile düşündüm. Hazırladığım proje Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın verdiği sıfır faizli krediyi alarak mantar üretimine başladım. 40 metrekarelik alanda üretime başladım. Tabii ki ilk süreçte zorluklarda yaşadık ama iyi tarafından bakınca kazanca dönüştürebiliyorsunuz. Bir zorluk karşısında pes etmediğiniz takdirde o sizin bir sonraki adımınızı daha güçlü atmanızı sağlıyor. Eşim, annem, ağabeyim ve kardeşimle aile olarak üretim yapıyoruz”


‘Girişimci olmaktan korkmayın’

Cennet Kaya Uslu, kadın olduğu için zorluk yaşamadığını tam aksine kurumların verdikleri desteklerinde pozitif ayrımcılık gördüğünü söyleyerek “Tarım ve Ormancılık İl Müdürlüğü ile Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği desteklerle işimi büyüttüm. Kadın girişimcilere tavsiyem; adım atmaktan asla korkmamalılar. Yanılabilirler, hata yapabilirler, başaramayabilirler ama adım atmaktan, girişimci olmaktan korkmamalılar. Çok çalışmalılar, hazır hiçbir şey yok. Bir şeyler yapma gayreti gösterirken önlerine çıkan zorluklardan pes etmemeliler. 7 yıl önce ben bu ilk adımı atmamış olsaydım şu anda bu şekilde bir üretim yapamazdım” dedi.

 


FATMA SAĞLAM

‘Hamur yoğurmayı bilmiyordu, iş yeri açtı’

Havza ilçesinde yaşayan 36 yaşında 3 çocuk annesi Fatma Sağlam ise hamur yoğurmasını bilmezken aldığı devlet desteği ile unlu mamul üreticiliğine kadar giden süreci kadınlara ilham olması için anlattı. Açtığı iş yerinde ilk olarak Havza’nın meşhur lezzetlerinden kaz tiridinde kullanılan sac ekmeği (yufka) yaparak başladığını dile getiren Sağlam, “Sonra geleneksel makarna ve çorbalık çeşitlerimizi üreterek devam ettik. Daha sonda ise modern makarna çeşitlerini üretmeye başladık. Ben esnaf kızıyım ama başka bir sektördeydik. Bu sektörde bir eksiklik olduğunu fark ettiğimiz için bu sektöre girdik. Ben daha önce hamur yoğurmasını bile bilmezdim. İlk başlarda çok bocaladık zorlandık ama bu işe başlarken una ve hamura yabancı olduğum için kayınvalidemin destekleriyle başladım ve mesleği öğrendim” diye konuştu.

‘İhracat yapan bir firma olmak istiyoruz’

5 kadını istihdam ettiği firmasının nasıl kurduğunu anlatan Sağlam, “Hanımeli 2012 yılında KOSGEP desteği ile kuruldu. Girişimcilik destek programına katıldım. Kendi projemi hazırlayıp teşvik aldım.  Makinalarımı alıp üretime geçtik. Sürekli kazancımızı yaşam standardımıza değil işyerimizin vizyonuna harcadık. Makinalaştık, el değmeden üretim yapmaya özen gösterdik ve bu seviyeye geldik. 5 kadını istihdam ettik. Havzada ve bölgemizde satış yapıyoruz. Online satışımız var. İnternet üzerinden de satış yapıyoruz. Sebzeli makarnalar üretiyoruz. 20 çeşit ürünümüz var. Ispanak, kırmızı pancar gibi sebzelerini bol boy makarnalarımızda kullanmaya çalışıyoruz. Gelecek bizim için heyecan verici. Gelecekte ihracat yapan bir firma olmak istiyoruz. Bu bizim için hayal değil hedef oldu. Benim insanlara tavsiyem; herkesin hayali hedefi olsun ve inandığı şeyden vazgeçmesin” dedi. Sağlam, kadın girişimci olmanın altın yıllarını yaşadığını belirterek devletin desteğin kadın girişimcilere çok fazla olduğunu söyledi.

HACER ÜSTÜNDAĞ

Samsun Ayvacık ilçesinde yaşayan 3 çocuk annesi 40 yaşındaki Hacer Üstündağ ise 2019 yılında değerli ve yarı değerli taşlarla ilgilenen ağabeyinden etkilenip kendisi de bu konuda eğitim almaya karar verdi. 9 Eylül Üniversitesi Gemoloji Akademisi’nden değerli ve yarı değerli taş derecelendirme ve kesimi eğitimi aldı. Ardından da değerli ve yarı değerli taşları kesimi işine başladı. Evinin bir köşesinde kurduğu atölyede Türkiye’nin dört bir yanından kendisine gönderilen taşların kesimini yapan Üstündağ, bu sayede evinin geçimine de katkı sağlıyor.


Elinde mücevhere dönüşüyor
 

Üstündağ, pırlanta, zümrüt, yakut, safir, tanzanit, zultanik, akuamarin, kuvars, kalsedon, akik gibi birçok değerli ve yarı değerli taşı kullanılacak mücevherine şekli ve boyutuna göre kestiğini belirterek “Her taşın kendine göre bir zorluğu var. Taşın kesimle ilgili durumu ve karat ağırlığı üzerinden bir kesim bedeli oluyor. Kesim işi tamamıyla bir sanattır. Kesim belirlenen açılara göre, nokta birleşmeleri esas alınarak ince işçilik ile yapılır” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
 

Kestiği değerli taşlar yurt dışına gönderiliyor


“Ham haldeki taş, kesimle açılarla, ölçülerle maksimum parlaklık seviyesine ulaşır. Bir taşın kesimi 4 saati bulabilir. Sanatsal bir iş olduğu için çok zordur. Açılarla yapılan bir iş olduğu için herkesin yapabileceği bir iş değildir. Tamamen el emeği ile incelte incelte o taşa şekil veriyorum. En güzel parlaklığı vermek ve en güzel kesimi yapmak çok önemlidir.” Üstündağ, Türkiye’nin yanı sıra yurt dışındaki ülkelere de kestiği değerli taşların gönderildiğini söyleyerek “Ben ev hanımıydım daha önce hiçbir iş tecrübem yokken şimdi bu işi yapıyorum. Kestiğim taşlar mücevhere dönüştürülüyor. Benim kadınlara tavsiyem sanatsal işlere, ustalık gerektiren işlere yönelsinler. Başarabilirler. Bu mesleği de onlara öneriyorum. İnşallah ilerleyen süreçte atölye kurabilirsem öğrenmeleri için kadınları davet ediyorum” şeklinde konuştu.
 

EBRU ŞENCAN

Ayvacık İlçesi 26 yaşındaki Ebru Şencan, babasının vefatı sonrasında ailesinin işlettiği restoranın başına geçti. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunu olan Şencan, İngilizce ve Arapça öğrenerek ilçeye gelen turistlerle iletişime geçip restoranın tanıtımını yaptı. Seyahat acenteleri ile görüşen Şencan, yabancı ziyaretçilerin sayısının giderek artmasını sağladı. Restoranında .. kişiyi istihdam eden Şencan, “Baraj gölü kenarındaki işletmemizi annem ve babam 1996 yılında kurmuşlar. İlk başlarda kimse buraya gelmez denilmiş. Ama sonra bunu başarmışlar. Şimdi bende bir şey yaptığımızda ‘başaramazsın’ denildiği zaman şunu diyorum ‘Yıllar önce babama da yapamazsın’ demişlerdi ama o yaptı. Neden olmasın ki diyorum” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

Turistleri restoranına çekti

“Babamın bana desteği ve tavsiyesi çok fazla oldu. Birden fazla eğitim almış olmam benim bir şeyler öğrenip memleketime dönüp çalışmama engel değil. Memleketim için bir şeyler yapmak çok istiyorum. Yerel müşterimiz var yazın Avrupa’dan gelen müşterimiz var. Farklı bir döviz girsin istedim. Ortadoğuluların Karadeniz’e ciddi bir ilgisi var. Ama Ayvacık’ı tanıtmak istedim. Turların gelmesini sağlamaya çalıştım. Irak, İran, Sudi Arabistan, Mısır’dan misafirlerimiz geliyorlar. Gelen yabancı müşterilerimiz yabancı dil bilen biriyle karşılaştıklarında çok mutlu oluyorlar.”


‘Hayallerinizi 1 tane ile sınırlandırmayın’

Restoranı yönetirken zaman zaman zorlandığını ama çözümü kimseden beklemediğini krizleri kendisini aşmaya çalıştığını dile getiren Şencan, “Kadın girişimci olmak aslında büyük avantaj. İnsanlar çok destekliyorlar. Kadınların üzerlerindeki bu çekinceyi atıp harekete geçmeleri gerekiyor ve avantaja dönüştürebiliyorlar. Kötü durumlar her zaman olur ama olabilecek ne kadar güzel çözüm varsa bunlara odaklanın. Gençlere tavsiyem gençseniz 10 sıfır öndesiniz aslında. Bir şeyler yapacak cesaretiniz her zaman olmalı. Zaten sıfırsınız ne kadar geriye gidebilirsiniz ki zaten. Ama gidecek yolunuz çok fazla var. Bir değil 10 tane hayal kurun. Hayallerinizi 1 tane ile sınırlandırmayın” diye konuştu.







 

 

0 Yorum

Yorum Yap